Hikayemiz, 19OO’lerde, Osmanlı’nın yönetiminde olan Makedonya’da geçen; fakir bir baba ve kızlarının hikayesidir. Sütçü Ramiz ve ailesi; Manastır’ın Pürşıçan köyünde yaşarlar. Osmanlı’nın son demleridir. Balkan topraklarında iç karışıklar başlamış; Makedonya’da ayrılıkçıların çıkardığı huzursuzluk yavaş yavaş artmakta ve yakın gelecekte patlak verecek büyük olayların sinyallerini vermektedir. Bir yandan İttihatçiler Abdülhamit’e karşı örgütlenmekte ve Osmanlı yönetimine muhalefet etmektedir.
Dünya ve dolayısıyla Makedonya büyük bir hızla değişmektedir.
Ramiz, doğup büyüdüğü Rumeli topraklarını, bu topraklarda yıllarca kardeşçe yaşayan insanları sever.
Sütçü Ramiz henüz dünya meselelerinden uzaktadır. 5 kızı ve karısının karnını güçlükle doyurmaya yetecek kazancını ineğinin lütfettiği bir kaç kova sütten çıkaran Ramiz’in en büyük derdi birbirinden çok sevdiği kızlarının hayırlı birer izdivaç yapıp bu sefillikten bir an önce kurtulmasıdır.
Ama işler Ramiz’in beklediği gibi gitmez.
Hatice Ramiz’in en büyük kızı. Hatice’ye varlık içinde yaşayan zengin kasap talip olur. Ama Hatice gönlünü fakir terzi Hasan’a düşürmüştür. Ramiz’den gizli söz vermişler birbirlerine evlenecekler…
Ortancaları Vahide; üç kızın en güzeli, en cesuru, en erkeksi olanı. Onun ne evlilikle ne de erkeklerle ilgisi var. Bir zaman sonra; Vahide’ye de pek değerli bir kısmet çıkıyor. Oraya yeni atanmış sert bir Paşa’nın son derece zevzek oğlu kızı görüp beğeniyor. Paşa oğlu aşkından ölürken, kızımız hiç beklenmedik bir şekilde; gönlünü, İstanbul’dan kaçak gelmiş bir saltanat düşmanı bir ittihatçiye kaptırıyor.
Evlilik çağındaki üç kızın en küçüğü Zarife; aynı zamanda en romantik olanları. Zarife dönemin koşullarına göre en imkansız olanı istiyor. Gönlünü bir hırıstiyan bir gence kaptırıyor.
Ramiz, her bir kızın hikayesinde düşünemeyeceği kadar çok engelle mücadele ediyor…